15 Şubat 2008 Cuma

+18 imagination and suffering Böbrek Kardeşliği

Gece yarısını geçmişti, ruya görüyordum, ruyamdan uyanırken 'hara'mın hemen altında hafif bir sızı hissettim. Çok tanıdık çok eski bir dost gibi, uzun zamandır birbirlerini görmemiş ilkokul arkadaşları gibi yavaşça beni sarmaya başladı. O sızının boş yolda taksimetrenin dayanılmaz artışı gibi giderek geliştiğini giderek olgunlaştığını ve bir süre sonra beni hastanelik edeceğinin farkındaydım. Şu anda bilenler "böbrek taşııııı" diye bağırıyorlar. Bu yazıyı çok uzatmak niyetinde değilim, yalnızca ağrı eşiğinin son noktasında böbrek taşının mesaneye nasıl indiğini kısaca anlatıp bırakacağım.

Böbrekle mesane arasında iki ince tüp var. Taş böbrekten hareket alıp bu ince tüplerden birine ya da bir kaç taşınız varsa ikisine birden girerse (girer ) size anatomi çalıştırır, hissettirir hatta ezberletir, bol tekrar yapar. Ancak bu cümlelerin hiçbiri bu ağrı eşiğini tarif etmeye yetmez.

Böbrek başlangıcından başlayarak tüpün bağlandığı yere ince bir jilet takın, Jiletin baskısı taşın büyüklüğü ile doğru orantılıdır. 1mm'den başlar ve sonu yoktur, Fakat belli bir büyüklükten sonra zaten ameliyatla alınır. Alınmayanları içilen suların baskısıyla aşağı doğru son derece yavaş bir şekilde jilet gibi tüpü yırtmaya başlar, en delikanlı benim diyen adamı herkesin önünde rezil rüsva eder, en ağır ağrı kesiciler bonibona dönüşür, en kaynar su serinlik bile yaratmaz. Jilet mesaneye kadar istikrarlı bir şekilde ( falçata benzetmesi de olur) keskinliğini ve yavaşlığını hiç kaybetmeden mesaneye kadar saatlerce iner.
Son taşlarımı 8 günde düşürdüm. Düşmanıma vermesin. 3 taş oynayabiliyorum. Nurtopu gibi biri 4mm iki tane 2mmlik taşım var. Bugüne kadar düşürdüklerimle küçük bir kale yapabilirim.